ŞİRKETLERİN TEKNİK İFLASININ ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN YENİ BİR DÜZENLEME
15.09.2018 tarih ve 30536 sayılı Resmî Gazete’de kurda yaşanan artış nedeniyle “teknik iflas” riskiyle karşılaşan ş irketler için kolaylık getirilmiştir. Bu düzenleme 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 376 ’ncı maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkında tebliğ yayımlanmıştır. Bu kapsamda sermayenin kaybı veya borca batık olma durumlarında uyulacak usul ve esasları düzenlemektir.
Mezkur tebliğin Geçici 1 inci maddesinde ise; 01.01.2023 tarihine kadar, 376ncı madde kapsamında sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda, henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararlarının dikkate alınmayacağı belirtilmiştir. Buna göre henüz ödenmemiş döviz yükümlülüklerinden doğan kur farkı nedeniyle, şirketler borca batık olmayacak veya sermaye kaybı kapsamına alınmayacaktır.
Bu düzenleme kurda yaşanan artışa karşı şirketleri koruma altına almıştır. Şirketlerin döviz borçları nedeniyle şirketlerin sermayeleri eri mekte ve bu durumda şirketler teknik iflas kapsamına girmektedir. Getirilen düzenleme ile şirketlerin sadece kur farkları nedeniyle olumsuz sonuçlar doğuran teknik iflas kapsamına girilmesinin önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Henüz ödeme vadesi gelmemiş olan yabancı para cinsinden kredi borçları sanki yıl sonu kurundan işlem görmüş gibi bilançolar ve dolayısıyla da gelir tablolarında TL karşılığı ile işlem görmektedir. Daha önce döviz ile makine, ekipman ya da yatırım yapmak gibi farklı sebeplerle borçlanan firmalar kurdaki artışla birlikte kayıtlı olan sermayelerinin çok üzerinde borçlu görünmeye başlamışlardır. Böylesi bir durumda yasa gereği şirketlerin iflası istenmektedir. İşletmelerin borçları kur farkı kadar yükselmekte ve kur farkının doğurduğu fark (yatırım finansmanı için kullanılanlarda yatırım maliyetlerine eklenmesi imkânı hariç) gider yazılmak suretiyle Gelir Tablolarında işlem görmektedir. Henüz realize olmamış kur farkı zararını ödeme vadesinden önce ve tek seferde bilançoya borç olarak kaydetmek ve gelir tablosunda giderleştirmek yerine, finansal borçların vadelerine uygun bir zamana yayarak mali tablolara farklılaştırarak kaydetme (reeskont ya da peşin ödenmiş gider mantığında olduğu gibi) yönteminin benimsemesi, mali tablolardaki görünen ile gerçek arasındaki farkı k ısmen de olsa kapatabilecektir.
Yapılan düzenlemeyle eski kur bedelleri üzerinden borçlanıp da bilanço hesaplarında borcu, sermayesinin çok üstünde görünen firmalarla ilgili 2023 yılı sonuna kadar döviz kuru farkı zararları yansıtılmayacaktır. Dövizdeki aşırı yükselme ve ekonomide meydana gelen gelişmeler dolayısıyla birçok şirketin yaşamış olduğu kur farkı sorunu ve oluşan teknik zararların önlenmesine yönelik; sermaye kaybı veya borca batık olma gibi durumların şirketlerin mağduriyetine sebep olmaması adına Türk Ticaret Kanunu’nun 376’ncı maddesinin uygulanmasına ilişkin mezkur tebliğ yayımlanmıştır. Tebliğin geçici 1 inci maddesi gereği sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı ve zararlarının dikkate alınmayacağı belirtilmiştir.
İlgili Tebliğin diğer ayrıntıları şöyledir:
Genel Kurulun toplantıya çağırılması;
Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının ya da üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağıracak,
Genel kurulun gündem maddeleri arasında, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının karşılıksız kaldığı belirtilecek,
Söz konusu durumların dışında farklı bir gündem ile toplantıya çağrılmış olsa dahi bu durumun genel kurulda görüşül eceği hüküm altına alınmıştır.
1. Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması halinde genel kurul
Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması halinde yönetim organı, bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.
Yönetim organı, son bilançoyu genel kurula sunarak şirketin finansal yönden bulunduğu durumu bütün açıklığıyla ve her ortağın anlayabileceği şekilde anlatır. Bu hususta genel kurula rapor da sunulabilir.
Yönetim organı, şirketin mali durumundaki kötüleşmeyi ortadan kaldırmak veya en azından etkilerini hafifletmek amacıyla, uygun gördüğü sermayenin tamamlanması, sermaye artırımı, bazı üretim birimlerinin veya bölümlerinin kapatılması ya da küçültülmesi, iştiraklerin satışı, pazarlama sisteminin değiştirilmesi gibi iyileştirici önlemleri alternatifli ve karşılaştırmalı olarak aynı genel kurula sunar ve açıklar.
2. Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması halinde genel kurul
Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması halinde, toplantıya çağrılan genel kurul s ermayenin üçte biri ile yetinilmesine ve sermayeazaltımı y apılmasına, s ermayenin tamamlanmasına, sermayenin artırılmasına karar verebilir.
2.1. Sermayenin azaltılması
Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisi zarar sebebiyle karşılıksız kalan şirketin genel kurulu, sermayenin üçte biriyle yetinmeye karar verdiği takdirde sermaye azaltımı gerçekleşir. Bu durumda yönetim kurulu alacaklıları çağırmaktan ve bunların haklarının ödenmesinden veya teminat altına alınmasından vazgeçebilir.
2.2. Sermayenin tamamlanması
Sermayenin tamamlanması, bilânço açıklarının ortakların tamamı veya bazı ortaklar tarafından kapatılmasıdır.
Kanuni yedek akçelerin yitirilen kısımlarının tamamlanmasına gerek yoktur.
Sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi halinde her ortak zarar sebebiyle karşılıksız kalan tutarı kapatacak miktarda parayı vermekle yükümlüdür.
Her ortak, payı oranında tamamlamaya katılabilir ve verdiğini geri alamaz.
Bu yükümlülük, sermaye konulması veya borç verilmesi niteliğinde olmayıp karşılıksızdır. Ayrıca yapılan ödemeler, gelecekte yapılacak sermaye artırımına mahsuben bir avans olarak nitelendirilmez.
2.3. Sermayenin artırılması
Genel kurul tarafından;
Sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması ile birlikte eş zamanlı olarak istenilen tutarda artırımına karar verilebilir. Sermayenin azaltılması işlemi ile birlikte eş zamanlı sermaye artırımında artırılan sermayenin en az dörtte birinin ödenmesi şarttır.
Sermayenin zarar sonucu ortaya çıkan kayıp kadar azaltılması yoluna gidilmeden sermaye artırımına karar verilebilir. Bu şekilde yapılacak sermaye artırımında sermayenin en az yarısını karşılayacak tutarın tescilden önce ödenmesi zorunludur.
3. Sermaye İle Kanuni Yedek Akçeler Toplamının Tamamının Karşılıksız Kalması Halinde Borca Batık Olma Durumu
Borca batık olma durumu, şirketin aktiflerinin borçlarını karşılayamaması halidir.
Borca batık durumda olmanın işaretleri, yıllık ve ara dönem finansal tablolardan, denetime tabi şirketlerde denetim raporlarından, erken teşhis komitesinin raporlarından, yönetim organının belirlemelerinden ortaya çıkabilir.
Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim organı, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır.
Yönetim organı, hem işletmenin devamlılığı esasına hem de aktiflerin muhtemel satış değerlerine göre çıkarılan ara bilânço üzerinden aktiflerin şirket alacaklarını karşılamaya yetmediğine karar vermesi ve sermaye azaltımı, sermaye tamamlanması, sermayenin artırılması tedbirlerinden herhangi birini almaması halinde şirketin iflası için mahkemeye başvurur.
4. Sermayenin kaybı veya borca batık olma durumlarında birleşmeye katılma
Sermaye kaybı veya borca batık durumda olan bir şirket, kaybolan sermayeyi karşılayabilecek tutarda serbestçe tasarruf edilebilenözvarlığa sahip bulunan bir şirket ile birleşebilir. Birleşmeye taraf olan bir şirketin, sermayesiyle kanuni yedek akçeleri kaybolmuş veya borca batık durumda olması halinde;
Birleşmeye taraf olan diğer şirketin kaybolan sermayeyi veya borca batıklık durumunu karşılayacak miktarda serbestçe tasarruf edebilec eğiözvarlığa sahip bulunduğu
Buna ilişkin tutarların, hesap şekli de gösterilerek doğrulandığı veya belirtilen durumların mevcut olmadığının doğrulandığı yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir raporu ile ortaya konulur.
Saygılarımla.
YUSUF ÖZER
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
Vergi Hukuku ve Uygulamaları Bilim Uzmanı